Sektörel Sivil Toplum Kuruluşları (Sektörel Dernekler) ve Devlet İlişkisi, sektörün sağlıklı işleyişi ve demokratik bir yapı oluşturulması açısından son derece önemlidir. Sektörel Sivil Toplum Kuruluşları, belirli endüstriler veya meslek gruplarındaki insanları, işletmeleri ve kuruluşları bir araya getiren sivil toplum kuruluşlarıdır. Bu kuruluşlar, sektörlerin gelişimine katkıda bulunurken aynı zamanda o sektörde faaliyet gösteren bireylerin ve işletmelerin haklarını savunur. Bu nedenle “Sektörel Sivil Toplum Kuruluşlarının” devletle olan ilişkisi, birçok açıdan önem taşır:
Politika Yapım Sürecinde Katılım: Sektörel dernekler, hükümet tarafından hazırlanan yasa ve düzenlemelerin oluşturulmasında önemli bir rol oynar. Bu dernekler, sektörlerin ihtiyaçlarını ve önceliklerini temsil ederler ve bu bilgileri politika yapıcılarla paylaşarak daha etkili ve uygulanabilir politikaların oluşturulmasına yardımcı olurlar.
Bilgi ve Uzmanlık Paylaşımı: Sektörel dernekler, belirli alanlarda derin bilgi ve deneyime sahip olmaları nedeniyle devlet kurumları için değerli birer bilgi kaynağıdır. Bu dernekler, sektör trendleri, zorluklar ve fırsatlar hakkında detaylı bilgiler sağlayarak devletin daha bilinçli kararlar almasına yardımcı olur.
Hesap Verilebilirlik ve Şeffaflık: Devlet ile sektörel dernekler arasındaki etkileşim, devletin sektöre yönelik politika ve uygulamalarında şeffaflık ve hesap verilebilirlik sağlar. Dernekler, politikaların uygulanmasını yakından takip eder ve gerektiğinde geri bildirimde bulunarak uygulamalarda iyileştirme yapılmasına katkıda bulunur.
Ekonomik Kalkınma: Sektörel dernekler, sektörlerin ve genel olarak ekonominin büyümesini ve gelişimini destekleyici projelerde ve inisiyatiflerde bulunabilir. Devletle iş birliği içinde yürütülen bu tür projeler, sektörel kalkınmayı teşvik eder ve geniş ekonomik yararlar sağlar.
Toplumsal İstikrar ve Uyum: Dernekler, sektör çalışanlarının ve işletmelerin karşılaştığı sorunları dile getirir ve çözüm yolları önerir. Bu rolüyle, sektörel çıkarların dengeli bir şekilde korunmasını sağlayarak toplumsal uyum ve istikrara katkıda bulunurlar.
Kriz Yönetimi: Özellikle kriz zamanlarında, sektörel dernekler devletle iş birliği yaparak sektörün karşılaştığı özel zorluklarla başa çıkabilir. Deprem ve pandemi gibi olağandışı durumlarda, dernekler sektörün sesi olarak önemli koordinasyon ve destek sağlar.
Ancak akşamdan sabaha yapılan değişiklikler, sadece kaotik bir ortam oluşturmadan öteye gitmeyen durumların oluşmasına neden olacaktır. Örnek olarak, Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü tarafından 19.03.2024 tarihli yazısında olduğu gibi. Yazıda Türk Dil Kurumu sözlüğündeki “Yük” tanımından yola çıkarak, ilgili ürünle alakalı tüm standartları bir kenara atarak, personel yükseltici platform olarak bilinen eşyalardan yük arabası tabirine uyanların 84.27 pozisyonunda, uymayanlarının 84.28 pozisyonunda sınıflandırılması kararında olduğu gibi.
Peki AB nasıl bir karar mekanizması çalıştırıyor? Bu konuda da yine sektörümüze yönelik örnek vermekte fayda var. Çin Menşeili ürünlere uygulanması düşünülen anti damping soruşturması için çok önceden masaya oturarak, taraflar ile müzakere ederek, süreci ilerletiyor.
Sonuç olarak, sektörel dernekler ile devlet arasındaki ilişki, politika yapım süreçlerinin daha kapsayıcı ve etkin olmasını sağlar, ekonomik ve toplumsal kalkınmaya doğrudan katkıda bulunur. Bu iş birliği, genel olarak ülkenin refah düzeyinin artırılmasına yardımcı olur ve sektörlerin sürekli gelişimini destekler.
Saygılarımla
Saruhan GÜNAYDIN
Yönetim Kurulu Başkanı