Çin Halk Cumhuriyeti’nde ortaya çıkan Covid – 19 salgını, tüm dünya halkı için sağlık tehdidi oluşturduktan sonra, alınan tedbirlerin neticesinde her alanda yaşanan ekonomik durgunluğun ortadan kaldırılması için “NORMALLEŞME” adımları atılmaya başlandı.
Temizlik, Mesafe ve Maske sloganıyla sosyal hayatın yeniden canlanması için durdurulan birçok faaliyet, kontrollü olarak yeniden hayatımızda yerlerini aldılar. Türkiye ekonomisinin bulunduğu durumu yorumlamak adına önemli bir metrik olan Ekonomik Güven Endeksi, her ay artış göstermeye başladı. Ekonomik güven endeksindeki artış, tüketici, reel kesim (imalat sanayi), hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörü güven endekslerindeki artışlardan kaynaklandığını söyleyebiliriz.
Personel Yükseltici Platform Sektörü, yüksekte çalışma gerektiren tüm işlerde gerek iş sağlığı ve güvenliği gerekse iş süreçlerinin kısalması adına, yatayda ve dikeyde bağlayıcı bir öneme sahiptir. Bu kapsamda, Pandemi sürecinde dahi yoğun bir şekilde, sektörümüz, hizmet vermeye devam etmiştir. Özellikle Kamu Projelerinde (Pandemi Hastaneleri, kamu binaları, vs.) bu önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Türkiye’nin ilk yerli otomobili TOGG’un üretileceği fabrikanın temeli Bursa’nın Gemlik ilçesinde atıldı. 60 yıllık hayalimiz, 1,2 milyon metrekarelik alan üzerine kurulurken, 18 ayda bitmesinde sektörümüz yine üzerine düşen vazifeyi hakkıyla yerine getirecek ve görünmez kahramanlar arasında yerini alacaktır.
Koronavirüs etkisinde KHL tarafından IRN 100 ve ACCESS 50 listeleri de yayımlandı. Listeleri incelediğimizde, özellikle yüzölçümü ülkemize yakın ülkelerin kiralama gelirlerine ve makine parkı adetlerine baktığımızda, ülke olarak büyüme fırsatlarımızın çok fazla olduğunu görüyoruz. Ancak bu fırsatların, elimizden kaçıp gitmemesi yine sektörde faaliyet gösteren firmaların elinde.
Sektörümüzdeki büyüme, aynı zamanda beraberinde yeni problemler getiriyor risklerimiz her gün biraz daha artıyor. Riskli bir ortamda hizmet vermek ve ayakta kalmak, her yeni gün, bugünden bilemeyeceğimiz yeni risklerin ortaya çıkabileceğini, bunlar karşısında acze düşebileceğimizi, giderek daha çok endişeli hale geleceğimizi daha baştan kabul etmek demektir.
Ancak bu endişelerden kurtulmanın yegâne yolu yek vücut hareket etmektir. Eğer bireysel hareket edersek, devletin ve kanunların olmadığı, güvensiz ve kaotik ortamlar için söylenen “insan insanın kurdudur” sözünü maalesef söylemek zorunda kalırız sektörümüz için. Sonuçta hiç kimsenin kazanmadığı, olduğu yerde dönüp duran, hizmet verdiğimiz firmaları mali yönden finanse eden kurumlar haline gelir, sonuç olarak ne para kazanır ne de yatırım yapabilecek halimiz kalır. Bu hale gelen sektör ise bir domino etkisi yaparak tüm paydaşlarını olumsuz olarak etkiler.
Peki ne yapmalıyız? Değişimler sadece politikaların veya kuralların değişmesi ile ilgili değildir, kalplerin ve zihinlerin de değişmesini gerektirir. Bencilliğin temellerini ortadan kaldırıp birlikte hareket etme temeline şekil veren değerleri yerleştirmeliyiz: şefkat, dürüstlük, empati gibi değerleri. Ve bu eylemlerimizi hayatımızın her yerinde pratik etmeliyiz.
Son olarak sektörümüz için birkaç uyarıda bulunarak yazımı tamamlamak istiyorum. Sektörümüz 2021 yılı sonuna kadar sürmesi muhtemel kademeli toparlanma beklentileri çerçevesinde yeni müşteri portföyü, mevcut müşterilerin kaybedilmemesi, tedarik, istihdam ve finansman planları hazırlamalıdır. Firmalar ayrıca kârlılıklarını sürdürebilecekleri yeni başa baş noktalarına uyum sağlamak için de mali iyileştirmeler yapmalıdır. Ayrıca önümüzdeki dönemde kiralama firmaları için verilecek “ COVID 19 – Endüstriyel Hijyen” sertifikasını almak için tüm alt yapılarını hazırlamaları gerekmektedir.
Saygılarımla
Servet AYHAN
Yönetim Kurulu Başkanı