Hepimizin dilinde bir kurumsallaşmadır gidiyor. Birçoğumuzun manasını tam olarak bilmediğimiz ya da öğretilmiş yanlışlar nedeniyle uzak durmaya çalıştığımız bu kavramla yüzleşme vaktimizin geldiğini düşünüyorum. Bunu yaparken aynı zamanda platform pazarını ve onun içinde yeşeren kiralama sektörünü de çok iyi anlamamız gerekiyor. Kurumsallaşma sürecini, önce sektörün dinamiklerini anlayarak sonra da kendi kurumumuzun yapısını dikkate alarak sağlıklı bir şekilde yönetebiliriz. Aksi halde dokumuza uymayacak kararlar alarak mevcut durumu da bozacak adımlar atabiliriz.
Öncelikle kavram üzerinde durmak istiyorum.
KURUM-SAL-LAŞMAK
Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük şöyle diyor:
KURUM
Evlilik, aile, ortaklık, mülkiyet gibi köklü bir yapıyı içeren, genellikle devletle ilişkisi olan yapı veya birlik, müessese
KURUMSAL
Kurumla ilgili
Değişik birim ve fonksiyonlarıyla bir kurumun niteliklerine tam anlamıyla sahip olan
KURUMSALLAŞMAK
Kurumsal duruma gelmek
Örgütlü duruma gelmek
Süreklilik kazanmak
Özetle hedeflediğimiz şey şu:
Kurum Kültürü olan, Kurumsal Kimliği hazır, Organizasyon Yapısı net, tüm süreçleri birbiriyle koordinasyon içinde yürüyen; kişilerin varlığına, psikolojisine, keyfine, anlık kararlarına değil disiplinle alınan kararlara ve sisteme göre yönetilen ve bu özelliklerin sürdürülebilir olduğu bir organizasyon yapısına sahip olmak.
KURUM —–> KURUMSAL
Kurulu bir firmamız var, vergi levhamız hazır, gerekli tüm yasal prosedür de tamamlandı. Yani şirketimizin resmi kimliği tamam. Peki ya Kurumsal Kimlik? İşte ihmal ettiğimiz en önemli nokta. Vergi Levhasını alıyoruz, gerekli makine yatırımını yapıyoruz, ofisimize geçiyoruz ve her şey tamam diyerek işe başlıyoruz. Ama kurumsal kimliğimizle ilgili gerekli adımları atmıyoruz. Yani, kurumsal temeli olmayan bir yapı inşa etmeye çalışıyoruz ve belki de yıllarca bunu ayakta tutmak için çabalıyoruz. Ben makine sektörünün buradaki en büyük kaybını sektör tecrübesi büyük olan firma kurucularının çok değerli vakitlerini bu tecrübelerini aktarmak yerine, hala operasyonel işlerde harcamalarında görüyorum. Evet, bu bozuk kurumsal temel nedeniyle; iş geliştirme, personel eğitimi, ekip motivasyonu ve aidiyet duygusunun sağlanması, pazar payının arttırılması yani firmanın bir bütün olarak güçlendirilmesi için vakit ayıramayan, tam aksine operasyon adımlarını bizzat atmaya çalışan ve buna mecbur hisseden firma kurucuları ve yöneticileri var. Maalesef bu düşünce yapısıyla hem kendi firmalarının hem de sektörün gelişimini yavaşlatıyorlar.
Peki işe neresinden başlamak gerekiyor, halihazırdaki bir firmayı kurumsal yapıya nasıl adapte edebiliriz?
Bu; bazen keyifli, bazen yorucu olan uzun bir yolculuk. Sürecin içinde pes etmek çok kolay ve olası. Zaman zaman, firmanızdaki güvenlik görevlisinden genel müdürünüze kadar şunları duyabiliriz;
’’ Bizim firmada dün herkes her işi yapıyordu, ne güzeldi o günler; satış sorumlusu bile fatura düzenliyordu, servis sorumlusunu bankaya gönderebiliyorduk. Ne gerek vardı görev dağılımı yapmaya?’’
’’ Biz zaten işimizi yıllardır düzgün bir şekilde yürütüyoruz, bu patron da nerden çıkarttı bu kayıt işlerini, ne gerek var bu kadar yazıya çizgiye?’’
’’Servis Müdürümüz olabilir, ama ben şirketin sahibiyim, teknik servis sorumlusu her şeyi bana sormalıydı. Ne gerek vardı yetki, sorumluluk alanı çizmeye?’’
’’Firma bilgileri benim aklımda zaten. Sorsanız ben hepsini tek tek anlatabilirdim, sisteme kayıt yapmak şart mıydı acaba?’’
’’Bu firmayı ben kurdum, 20 yıldır ben yönetiyorum, sosyal medyadaki mesajları direk olarak ben cevaplamalıydım, bunu pazarlama sorumlusuna emanet ettik ama hata mı yaptık acaba?’’
’’Ben teklif verirken hep patronla konuşurdum, şimdi bu Satış Müdürü ile görüşme gerekliliği de nereden çıktı?’’
Kurumsallaşma yolunda bunlara benzer onlarca serzeniş cümlesi duyacağız. Buna hazır olarak kararlı bir şekilde ve tek bir şartla başlamak gerekiyor. Sürece tüm ekibi dahil etmek. Bizim çıkış noktamız hep ’’ EKİP’’. Çalışanlarınızın dahil edilmediği bir sistem için istediğiniz kadar kararlı olun, yatırım yapın, dışarıdan destek alın. Bu hiçbir zaman gerçek başarıya ulaşmanız ve bu başarıyı kalıcı kılmak için yeterli olmayacaktır. Doğamızda bu var, ancak kendimizi güvende hissettiğimiz bir ortamda gerçekten var olabiliyoruz. Güvende hissetmemizin öncelikli şartı da içinde bulunduğumuz ortamı anlamak, tanımak, değişikliklerin nedenini ve amacını bilmek. Bildiğimiz zaman rahat olabiliyoruz, var olabiliyoruz ve katkı sağlayabiliyoruz. İşte tam da bu nedenle çalışanlara yeteri kadar bilgi verilerek bu değişim sürecine dahil edilmelerini çok önemsiyoruz.

Kararı verdik, ekibimizi de sürece dahil ettik ve kurumsallaşma yolculuğumuz başladı. Gelecek sayıdaki yazımda süreçteki ilk adımımız, olmazsa olmazımız ’’Kurumsal Kimlik ve Doküman Sistemleri’’ detayları üzerinde duracağım.
Şimdiden sevgi, saygı, sağlık ve barış dolu mutlu bir yıl diliyorum.
Saygılarımla,
Sibel AYGÜL
SIDEA KURUMSAL DANIŞMANLIK