Değerli Sektör Temsilcileri,
Hepimizin gündeminde yer alan ve tüm dünya da etkisini sürdüren pandemi Covid-19’un etkileri uluslararası arenada tartışılmaya devam etmektedir. Yıllık bazda ele alındığında üretiminin %45’lik oranını ihraç eden iş makineleri sektöründe de mevcut durum aksiyon göstermeyi sürdürmektedir. Sektörel yansımalarına bakıldığında genel olarak; ödemeler dengesinin bozulması, gümrüklerde ki yavaşlamalar, lojistik sorunları ve buna bağlı olarak teslimatların gecikmesi, hammadde açısından çoğunlukla Uzak Doğu ülkelerine bağlı olunması ve bu ülkelerde yoğun olarak salgının yaşanıyor olması gibi konular dikkat çekmektedir. Personel yükseltici platform sektörü bazında etkileri ele alırsak, ana müşteri portföyünü oluşturan başta inşaat sektörü olmak üzere tüm sektörlerde meydana gelen duraksamalar kiralama süreçlerinde de %40’lara dayanan bir iş kaybına neden olmuştur. Platformların üretimini gerçekleştiren şirketler nezdinde ise yedek parça, yarı mamul, satış sonrası hizmetler, lojistik ve gümrük süreçlerinde ülke bazlı aksamalar meydana gelmiştir.
Makinelerde kullanılan komponentler de dışa bağımlı olunmasından dolayı, parçaların temini kısmında stoklu ilerlemeyen şirketler, ilgili ülkelerde ki salgın durumunun baskın bir şekilde etkisini devam ettirmesi nedeni ile, teslim sürelerinde gecikmeler yaşayabilir. Olası gecikmeler istenilen kapasiteye ulaşılması konusunda ertelemeye sebebiyet verebilir. Bundan sonra ki süreçte ise, geçtiğimiz yıl makine sektöründeki dış ticaret açığını 5 milyar dolara indirdiğimiz vaziyeti korumak adına tedbirler alınması faydalı olacaktır. Yerli makine kullanımını teşvik eden bir mevzuatın uygulamaya konulması tüm sektörü rahatlatacak bir adım olarak öngörülebilir. Yeni bir dönemin başlaması ile birlikte önseziler gösteriyor ki, global çapta makine imalatı gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında pay edileceğinden, Türkiye’nin makine sektöründe ki küresel itibarının da yeterli derecede korunması gerekmektedir. Tabii bu noktada makine sektörü olarak kamudan beklentilerde mevcuttur. Bunlar yeni tedbir önerileri, mücbir sebep koşulunun makine sektörüne de uygulanması ile sektörün elinin güçlendirilmesi, vergi oranlarının düşürülmesi ve ihracatçı firmalara döviz kredi desteği sağlanması gibi iyileştirmeler olarak sıralanabilir.
Sektörümüz adına yeni dönemdeki, üretim ve tedarik süreçlerinde bizlerin neleri beklediğine dair konuyu ele aldığımızda, karşımıza salgın nedeni ile stok miktarlarının giderek tükenmesi ve normale dönüşte yaşanacak yoğun talep sebebi ile maliyetler de yaşanacak artışın tüm piyasayı şimdiden endişeye sürüklemekte olduğunu görmekteyiz. Bu durumu ortadan kaldırmak için firmalar alternatif satın alma stratejileri geliştirmeye çalışmalıdır. Bunların başında da elbette tedarik zinciri gelmektedir. Makine sektörü olarak tek bir elden satın alma yapmanın tehlikeli yanlarını görmüş olduk. Bu sebeple, dünyanın önde gelen uzmanlarının da önerisi gibi, çeşitliliğe dayalı esnek tedarik zincirinin nasıl kurulabileceğine kafa yormamız gerekmektedir.
Türkiye’yi tüm bunlara rağmen sektör olarak çeşitli fırsatlarda beklemektedir. Niş ve butik üretim, hızlı servis imkânı, az maliyetle yüksek kaliteli ürünler, Türk lirasında ki değer kaybının sağladığı maliyet avantajı ve hüküm süren ticari savaşlar yabancı yatırımcılar için kayda değer öncelikler arasında yer alacaktır. Avrupa sanayisi yeni dönemde tedarik zincirlerini yeniden gözden geçirerek yatırımlarını kendi yakınında konumlandırmak isteyebilir. Bu da ülke konumu olarak lojistik avantaj sağlaması sebebi ile Türkiye’yi güçlü kılmaktadır. İç pazarda ise uluslararası alanda yaşanan lojistik gecikmeler ve satış sonrası hizmetler de yaşanabilecek aksaklıklar sebebi ile talep daha çok iç pazara dönebilir. Mayıs sonu ve Haziran başı gibi planlanan normalleşme süreçlerine geçiş doğrultusunda 2020’nin son çeyreğinde, 2019’un son çeyreğine denk gelen pazar büyüme istikrarının yakalanacağına inanıyorum.
İçinde bulunduğumuz bu zor sürecin ortadan kalkması için, birlik ve dayanışma içinde, devletimizin gerekli gördüğü tedbir ve çağrılara uyarak hareket etmek vatandaş olarak hepimizin sorumluluğu altında. Bu zorlu dönemin en kısa sürede son bulmasını temenni ediyor, tüm sektörümüze ve halkımıza sağlıklı günler diliyorum.

Kerem BAYRAK
Platformder Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı